İstanbul’dan farklı bir lokasyonda bir hafta sonu kaçamağı olsun vizem var yurt içi yurt dışı fark etmez huzurlu olayım, lezzetli yemekler yiyeyim diyorsanız; size tavsiye edebileceğim, aklıma ilk gelen ülke Yunanistan, şehir ise Alexandroupoli (Dedeağaç) olurdu.
Dedeağaç seyahatimde nerelere gittim, nerede kaldım, nasıl gittim ve neler yedim detaylı olarak anlatacağım. Fakat siz bunları okumaya başlamadan önce Dedeağaç hakkında söylemek istediğim şeyler var. Seyahat etmeyi, yeni yerler keşfetmeyi seviyorum diyorsanız; buraya gelirken beklentinizi diğer Yunanistan şehirleri gibi yüksek tutmayın. Alexandroupoli, küçük bir şehir olduğundan dolayı yapabileceğiniz aktiviteler de ne yazık ki sınırlı.
Yazımda mutlaka yapmalısınız dediğim bir şey olmayacak. Mutlaka gitmelisiniz gibi iddialı bir cümle de kurmayacağım. Tüm bunlara rağmen bana bir daha gider misin diye sorarsanız; cevabım kesinlikle giderim olurdu. Neden mi? Çünkü Yunan mutfağını seviyorum. Yaz-kış hiç fark etmez eğer vizem varsa bir hafta sonu yine büyük bir mutlulukla giderim Dedeağaç’a.
Dedeağaç’a Nasıl Gidilir?
Edirne İpsala Sınır Kapısını geçtikten sonra Yunanistan’da göreceğiniz ilk şehir Dedeağaç olacak. Dedeağaç ya da Yunanca Alexandraupoli, özellikle İstanbul ve Trakya’da yaşayanlar için Türkiye’ye en yakın yurt dışı şehirlerinden birisi. Günübirlik ya da hafta sonu kaçamağı yapabilecek kadar yakın yani.
Türkiye’den Dedeağaç’a eğer aracınızla gidecekseniz; öncelikle şunu söyleyeyim yaz dönemi İpsala Sınır Kapısı’nda çok ciddi bir kalabalık olabiliyor. Bu nedenle size tavsiyem eğer Dedeağaç’a yaz mevsiminde gidecekseniz gidiş dönüş tarihinizi hafta içi bir tarihe denk getirmeye çalışın ki tatilinizin bir kısmı yolda geçmesin. Aracınız ile yolculuk süresi 3,5 – 4 saat sürecektir. Sınırdaki yoğunluğun varış süresinde etkili olduğunu unutmayın. Yani bu ortalama süre kesinlikle değişken bir unsur. Sınırdan sonra artık Yunanistan topraklarındasınız 💃💃 Yaklaşık yarım saat sonra Dedeağaç’ta olacaksınız. Sınırdan sonra da bence harita açmanıza gerek yok. Yollardaki tabelaları takip ederek kolayca Dedeağaç’a ulaşabilirsiniz.
‼️ Aracın ruhsatının sizin adınıza olması gerekiyor. Kiralık araçlar ile yurt dışına çıkamıyorsunuz, unutmayın. Eğer başkasının aracı ile seyahat edecekseniz noter onaylı vekaletname almalısınız.
Aracınız ile yurt dışına çıkarken zorunlu olarak yapmanız gereken Yeşil Sigorta hakkında detaylı bilgiye
“Yeşil Sigorta Nedir, Nasıl Yapılır?”
yazımdan ulaşabilirsiniz.
Eğer kendi aracınızı kullanmayacaksanız; en kolay ulaşım yolu otobüs olacaktır. Zaten Dedeağaç, İpsala’dan sonra 40 km mesafede yer alıyor. İstanbul’dan gidiyorsanız yolculuğunuz ortalama 5 saat sürüyor. Varış süresi gümrük yoğunluğuna göre değişebiliyor tabi ki.
İstanbul’dan Dedeağaç’a birçok otobüs firması bulunuyor. Otobüs firmalarının birçoğu gün içinde sabah ve akşam olmak üzere iki sefer yapıyor. Kişi başı gidiş-dönüş ortalama fiyatı ise 250₺
Dedeağaç zaten çok küçük bir şehir. Otobüs de sizi şehir merkezinde bırakıyor. Yani istediğiniz yere yürüyerek kolayca gidebilirsiniz. Gittiğimde hiç toplu taşıma aracı ile karşılaşmadım. Şehri bir ucundan diğer ucuna maksimum 45 dakikada gezebilirsiniz. Arabaya, otobüse ya da taksiye kesinlikle ihtiyacınız olmayacak.
Dedeağaç’a rahat ve kolay geldim. Peki, şimdi Türkiye’ye döneceğim otobüsüm nereden kalkıyor diyorsanız; genelde otobüsler yolcularını limanın yanındaki otoparkın olduğu boş alandan alıyor. Fakat yine de seyahat acentesini arayarak nereden kalktığını öğrenin.
Dedeağaç’a Ne Zaman Gidilir?
Ne zaman gidilir sorusuna cevap vermeden önce “ne zaman gidilmez”e cevap vermek istiyorum. Kesinlikle Paskalya’da gidilmez!
Dedeağaç’a Paskalya’da gidip, kutlamalarını görmek istemiştim aslında. Fakat gelenekler bölgeye ve Hristiyanlık ritüellerine göre değişiklik gösterdiği için açıkçası ben paskalya adetleri ile ilgili hiçbir şey göremedim.
Paskalya tatili dolayısıyla da mekanların yarısından fazlası da kapalıydı. Şehir çok sakindi. Şehirde yapılabilecek çok fazla aktivite olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu nedenle neler yapılabilir kısmında verebileceğim en doğru tavsiye gideceğiniz zamanı doğru ayarlayın.
Ne zaman gidilebilir diyorsanız; tavsiyem deniz tatili yapabileceğiniz bir tarih olabilir. Yaz dönemi şehir biraz daha hareketli olacaktır. Tabi amacınız sessiz sakin bir yerde huzurlu bir tatil geçirmek ise her mevsim tercih edebilirsiniz
Dedeağaç Otelleri
Konaklama için öncelikle daha önce seyahat eden kişilerin tavsiyelerini inceleyip daha sonra Booking.com üzerinden rezervasyon yapıyorum. Şehir merkezinde sadece bir gece kalacağımdan şehrin en ünlü otellerinden biri olan Hotel Erika’yı tercih ettim. Otelin dış görünüşü biraz eski ama içerisi temizlik bakımından kesinlikle kötü değildi. Odalar balkonlu ve deniz manzaralı. Şehir merkezinde olduğu için de etrafında fazlasıyla restoran var. Otelden çok büyük lüks beklentileriniz yoksa sizin için yeterli olabileceğini düşünüyorum.
Dedeağaç Gezilecek Yerler
Bu konuda üzgünüm ama size uzun bir liste veremeyeceğim. Liman bölgesi ve oradaki restoranlar, Demokrasi Caddesi ve oradaki mağaza ve restoranlar, Deniz Feneri ve Deniz Feneri caddesi üzerindeki balık restoranları dışında gezebileceğiniz bir Dedeağaç Kilisesi, Historical Museum ve Etnoloji Müzesi dışında başka bir yer yok.
Bence Dedeağaç’a gelecekseniz mutlaka bir deniz tatili planı yapın ya da konaklamanızı maksimum 1 gece 2 gün gibi kısa tutarak, geliş amacınızı Yunan yemekleri ile karnınızı muhteşem yemeklerle doyurmak olsun.
Dedeağaç Sahilleri
Dedeağaç, mavi bayraklı plajları ve sakin mekanları ile hem dinlenmek hem de keyifli vakit geçirmek için en doğru lokasyonlardan biri.
Dedeağaç seyahatimi Nisan ayında yaptığım için denize giremedim. Fakat geçtiğimiz yaz yaptığım Halkidiki tatilimden dolayı denizinin ve plajlarının ne kadar keyifli olduğunu tahmin edebiliyorum. Ege Denizi’nin tadına bir de komşunun tarafından bakmalısınız.
Şehrin hemen hemen her noktasından denize girebiliyorsunuz. Genel olarak plajının taş-kum karışık olduğu söyleniyor.
Dedeğaç’ta deniz tatili yapmak için herkesin tek bir favorisi var. O da Makri Bölgesi. Burası Alexandroupoli’nin çok yakınlarındaki bir köy. Makri’nin en popüler plajları ise Ocean 6 Beach ve Aya Yorgi (mekanın adı Ai Giorgis diye geçiyor aman karıştırmayın) Aya Yorgi içinde restoranlar ve tavernalar bulunuyor. Bunlar içindeki en iyi tavernalardan birisi de St. George’s Tavern.
Bodrum ve Çeşme gibi hareketli olmayacak belki ama Dedeağaç şu an ekonomik açıdan sizi belki de Alaçatı, Çeşme, Bodrum kadar yormayacak alternatiflerden biri. Hem eğlenebilir hem dinlenebilir hem de lezzetli yemekler yiyebilirsiniz.
Şehirdeki güzel plajlardan biri olan Agia Paraskevi Plajı, ince kumlu ve geniş bir sahil şeridine sahiptir. Berrak ve sakin suları, ziyaretçilerin denizde rahatça yüzebileceği bir ortam sunar.
Dedeağaç’da Ne Yapılır?
Bu kısmı detaylı olarak anlatmaya başlamadan önce Dedeağaç’ta ne yapılır sorusunu tek cümle ile özetlemek istiyorum. Dedeağaç’ta kafa dinlenir, denize girilir, huzur bulunur ve uzo eşliğinde Yunan mutfağı ile yemek ziyafeti çekilir.
Eğer yaz mevsiminde arabayla yola çıktıysanız; tatilin çok daha fazla eğlenceli geçeceğine eminim. Denize gireceğim tamam da şehir merkezinde neler var ne yapabilirim diye soruyorsanız; şehrin simgesi olan deniz fenerini görebilirsiniz. Deniz fenerinin hemen arkasında kalan restoranda yemek yiyebilirsiniz. (Bunu yapmak istedim ama Paskalya tatili nedeniyle şehrin en turistik yerindeki restoran kapalıydı) Deniz fenerinin de bulunduğu denize paralel uzayan bu caddesi akşamları trafiğe kapatılıyor. Cadde boyunca da restoranları, kafeleri ve taverna mekanlarını görebilirsiniz.
❗❗Yunanlıların siesta geleneğini hatırlatmak istiyorum. Saat 13.00-17.00 arasında muhtemelen açık dükkan bulmakta zorlanacaksınız. Uyku molaları nedeniyle çoğu dükkan hatta restoranlar bile kapanıyor. Atıştırmalıklarınızı ve su ihtiyacınızı giderecek önlemleri almayı unutmayın. ❗❗
Demokrasi Caddesi
Ünlü bir caddeleri var. Şehrin en işlek caddesi; burası Demokrasi Caddesi. Çok sayıda kafe, bar, restoran, konsept dükkanları ve alışveriş merkezi bulunuyor. Selanik’e gittiğim bile görmediğim Zara ve English Home’un mağazalarını Selanik’ten daha küçük bir şehir olan Dedeağaç’ta görmek gerçekten çok şaşırtıcıydı. Üzülerek söylemeliyim ki birçoğu kapalıydı. Ama şöyle güzel bir önerim var. Demokratias Caddesi üzerinde bulunan Salgamis Bakery’e uğramadan kesinlikle dönmeyin derim. Salgamis Bakery’de fırından yeni çıkmış çıtır çıtır ıspanaklı börek ya da sıcacık hamur işlerinden gözünüze en güzel görünenlerden bir tabak hazırlayarak güne lezzetli bir başlangıç yapabilirsiniz. Biliyorum Kavala’da değilsiniz ama eminim Kavala’da yediklerinizden bile daha lezzetli Kavala Kurabiyesi’ni Salgamis Bakery’de yiyebilirsiniz.
Mandra Gölü
Şehrin yakınında yer alan Mandra Gölü, doğal güzellikleri ve kuş çeşitliliği ile ünlüdür. Göl çevresindeki doğal alan, doğa yürüyüşleri, kuş gözlemi ve piknik yapmak için uygundur. Aynı zamanda doğa fotoğrafçıları için oldukça popüler bir lokasyondur.
Eski Fener (Faros)
19. yüzyılda inşa edilen bu tarihi fener, şehrin sembol yapılarından biridir ve liman manzarası eşliğinde güzel fotoğraf fırsatları sunar.
Dimokratis Parkı: Şehir merkezinde yer alan bu güzel park, dinlenmek ve doğa ile iç içe vakit geçirmek için ideal bir yerdir.
Etnografya Müzesi
Etnografya Müzesi, ziyaretçilere Alexandroupoli ve Trakya bölgesinin tarihî, kültürel ve sosyal yaşamına dair zengin bir içgörü edinmenizi sağlayacaktır. Bölgenin gelenekleri, el sanatları ve yaşam tarzları hakkında daha derinlemesine bilgi edinmek isterseniz, sizin için ilgi çekici bir durak olabilir.
Dedeağaç Köyü: Alexandroupoli’ye yakın olan Dedeağaç Köyü, eski tarihi yapıları ve sokakları ile ziyaretçilere nostaljik bir atmosfer sunar.
Lighthouse of Alexandroupoli (Alexandroupoli Deniz Feneri)
Şehrin diğer bir deniz feneri olan Alexandroupoli Deniz Feneri, sahil boyunca yürüyüş yapmak ve güzel manzaraların tadını çıkarmak için güzel bir seçenektir. Beyaz ve kırmızı renkli tuğlalarla inşa edilmiş olan fener, Osmanlı mimarisine sahip olup yüksek bir kulenin tepesinde yer alır.
Dedeağaç Alışveriş
Dedeağaç’ta alışveriş için Demokratias Caddesi üzerinde bulunan butik mağazaları tercih edebilirsiniz.
Jumbo Mega Market, mutfak ürünlerinden, kıyafete, mobilyadan kırtasiye malzemelerine kadar her şeyi bulabileceğiniz bir market. Ürünleri belki çok yüksek kalitede değil ama fiyatlar oldukça uygun ve işinizi görebilecek çok şey bulabilirsiniz. Şehir merkezinin biraz dışında kaldığı için arabası olmayanlar eminim tercih etmek istemeyecektir.
Aynı zamanda şehrin biraz daha dışında olan Lidl diye bir market daha var. Eğer çok ağır şeyler almayacaksanız; yürüyerek bile gidebilirsiniz. Bu markette de yöresel veya Avrupa’ya ait Türkiye’de olmayan birçok şeyi ucuza alabilirsiniz.
Dedeağaç Yeme İçme
Her ne kadar Dedeağaç seyahatimden gezip görme anlamında yeteri kadar doygunluk hissetmemiş olsam da yine gitmeyi düşünebilirim diyebiliyorum. Nedeni açık aslında; vazgeçemediğim, yemekten her zaman keyif aldığım Yunan mutfağı!
Yeme içme tavsiyelerine kahvaltıdan başlayayım. Mutfaklarının yetersiz kaldığı kısım kesinlikle kahvaltıları bence. Kahvaltı için en iyi alternatifiniz lezzetli bir börekçi bulmak ya da benim gibi Greek Salad ile karnınızı doyurmak. Sabah sabah soğan mı diyebilirsiniz
belki ama soğanlarını yemek zorunda değilsiniz. Lezzetli peyniri, domatesi biberi, zeytinyağları ve en önemlisi kıtır ekmekleri ile börekten daha sağlıklı bir kahvaltı yapacağınızı düşünüyorum.
Kahvaltı faslını geçtikten sonra artık sahil kentinde olmanın tadını çıkarabilirsiniz. Unutmayın burası bir zamanların balıkçı köyü olduğu için kuvvetli bir balık kültürü var şehirde. Dimokratias Caddesi çevresinde birçok balık restoranı bulabilirsiniz. Restoran tavsiyeleri ile gelmek isterdim size ama mekanların bir çoğu kapalı olduğu için deneme fırsatı bulamadım. Tekrar teşekkürler Paskalya!
Nisiotiko Taverna
Restoranlar arasında en popülerlerinden biri olan Nisiotiko Restoran açık bulduğum nadir mekanlardan birisiydi. Mekanın sahibi Stogios Kyriakos eşi ile birlikte işletiyor burayı. Eşi de Türk ve İzmirli olduğu için mekanda Türkçe bilen garsonlar ve hatta Türkçe menü bile
var. Öncelikle şunu söyleyeyim; Nisiotiko Taverna şehrin en ünlü mekanlarından birisi olduğu için fiyatlar diğer lokal restoranlara göre biraz daha pahalı.
Akşam yemeklerini genellikle rezervasyonlu alıyorlar. Rezervasyonu da “Rezervasyon Yap” linkine tıklayarak yapabilirsiniz, linkini bırakıyorum. Nisiotiko’ya gidenlere ne tavsiye edersin diye sorarsanız; kesinlikle kabak kızartması ve greek salad söylemelisiniz. Yanına da uzo söyleyip keyifli bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Yunanistan’ın yerel kahvecisi ve hatta kahve zinciri Mikel’de Yunanlıların meşhur kahvesi frappe’yi içebilirsiniz. Mekana oturduktan sonra siparişinizi almadan önce hemen kurabiye ve ücretsiz su servisi yapılıyor. Gerçekten ince bir hareket.
Dedeağaç Gece Hayatı
Dedeağaç, sessiz sakin ve küçük bir şehir. Tıp alanında eğitim veren üniversitesi şehrin aslında daha canlı olmasına destek oluyor.
Gündüzleri biraz daha sakin olan şehir, gece biraz daha hareketleniyor. Demokrasi Caddesi üzerinde hem şık bar ve restoranlar hem de pub’lar bulunuyor. Tabi erken çıktıysanız mekanlar dolana kadar Deniz Feneri’nin olduğu cadde boyunca yürüyüş yapabilirsiniz. Saat 21.00’dan sonra hareketlenen mekanlardan birine girip eğlenebilirsiniz. Merak etmeyin bizdeki gibi damsız girilmez gibi bir kuralla karşılaşmazsınız.